- yapamamak
- не мочь, не мочь не ...
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
elden gelmemek — yapamamak, dayanamamak Bu üzücü durum karşısında ağlamamak elden gelmiyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağılık kompleksi — is., ruh b. Aşağılık duygusu Tüketim toplumunda tüketim yapamamak insana aşağılık kompleksi verebilir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekememek — i 1) Çekme işini yapamamak 2) mec. Katlanamamak Ben onun hırçınlığını artık çekemem. 3) mec. Kıskanmak Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçırmak — i 1) Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak 2) Bir işi belirlenen zamanda yapamamak Maçı kaçırdım. 3) nsz Zor kullanarak yanında götürmek Kız kaçırmak. 4) Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek Fırsatı kaçırdım. 5) Yararlanamamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalmak — nsz, ır 1) Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. T. Buğra 2) Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. O. C. Kaygılı 3) de Konaklamak, konmak Hemen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
korkmak — nsz, ar 1) Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak Karanlık yerde insan korkmaz mıydı? S. F. Abasıyanık 2) Kaygı duymak, endişe etmek Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. M. A. Ersoy 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeterlik fiili — is., dbl. Olumlusu, herhangi bir fiilin e li zarf fiili ve bilmek fiil kökünün birleşmesiyle ortaya çıkan ve yeterlik kavramı veren, olumsuzu ise herhangi bir fiilin e zarf fiil eki ile me olumsuzluk ekinin birleşmesiyle oluşan ve yetersizlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
âciz kalmak — çok uğraşmasına karşın bir işi yapamamak Bu adama meramımı anlatmaktan âciz kaldım … Çağatay Osmanlı Sözlük
edememek — 1) yapamamak, yapmadan duramamak O zamanlar denize girmeden edemediği için bu nezleyi bir türlü geçiremediğini anlattı. S. F. Abasıyanık 2) yeterli olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
elinden bir iş (veya şey) gelmemek — çaresizlikten veya yeteneksizlikten bir iş yapamamak ... matbu kâğıtları doldurmaktan başka elinden bir iş gelmez, sorulmadıkça kendiliğinden konuştuğu görülmezdi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline yüzüne bulaştırmak — bir işi gerektiği gibi yapamamak, başarısız olmak, becerememek … Çağatay Osmanlı Sözlük